Arama

Yapay zekânın gölgesinde

Dadaab, Kenya’daki en büyük mülteci kamplarından biri. Burada yaşayanların çoğu geniş ve tozlu arazinin içinde bilgisayarlarla dolu bir barakanın içinde hayatını kazanmaya çalışıyor. Zorla yerinden edilmiş birçok insan geçimini sağlamak için çok uzaktaki Silikon Vadisi şirketleri adına çalışıyor. Gün boyunca yapılan işler; videolara etiket koymak, ses kayıtlarını yazıya dökmek ya da algoritmalara bir kedinin nasıl göründüğünü öğretmekten ibaret. Gerçek bir iş imkânının neredeyse olmadığı kampta, “tıklama işçiliği” sayılabilecek birkaç seçenekten biri. Bu işlerin garantisi yok, ödemesi düşük, üstelik çalışma koşulları da zor. Sıcak, kalabalık ve bakımsız odalarda insanlar parça başına birkaç kuruş kazanıyor.

08/12/2025 10:47 | Son Güncelleme : 18/12/2025 22:47 | Okunma Sayısı : 19 | BizimTrabzon


Yapay zekânın gölgesinde

O sırada dünyanın öbür ucunda, büyük teknoloji şirketlerinin sahipleri bir saat içinde milyonlarca dolar elde edebiliyor. Bu iki dünya arasındaki uçurum, her bir tıklamada biraz daha büyüyor. Bir yanda hayatta kalmaya çalışan insanlar, diğer yanda akıllı sistemler ve onları yöneten bir avuç ayrıcalıklı kişi… Aynı dijital düzenin içinde, birbirine tamamen zıt iki yaşam yan yana var oluyor.

Günümüz dünyasında “ilerleme” sözcüğü çoğu zaman teknolojik yenilikle eş anlamlı kullanılıyor. Fakat “ilerleme” bazen tehlikeli bir kelime olabilir. Çoğu zaman teknolojinin toplumsal sonuçlarını perdeleyen bir iyimserliği taşıyor. Walter Benjamin Tarih Felsefesi Üzerine Tezler metninde bir ilerleme metaforu kullanır. O’na göre ilerleme denen şey aslında bir gelişme değil felaketlerin üst üste bindiği bir yıkım biçimidir ve bizlerin de bu yıkımın orta yerinde, enkazı görmeden “ilerlediğimizi” sanarak uçtuğumuzdan bahseder. Oldukça karamsar bir bakış elbette. Zaten Frankfurt okulu entelektüelleri bu karamsar bakışları nedeniyle de oldukça eleştirilmişlerdi fakat söz konusu teknoloji olduğunda büyülenmiş bir hayranlıkla değil, eleştirel bir mesafeyle bakmak oldukça hayati.

İNSAN YARARINA YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLMELİ
Adorno ve Horkheimer’ın yıllar önce “aklın araçsallaşması” olarak tarif ettiği süreç bugün algoritmik aklın yükselişiyle yeni bir biçim kazandı ve insan düşüncesi ölçülebilir verilere, tahmin modellerine, kullanıcı deneyimine indirgenmiş durumda. Habermas’ın kamusal alan tahayyülünün yerini, etkileşim verileriyle ölçülen bir sanal ve sahte bir kamusallık aldı. Bu koşullar altında teknoloji yalnızca üretim biçimlerimizi değil, çalışma ve hakikati algılama biçimimizi de yeniden şekillendiriyor.
İşte bu yüzden platformlara ve yapay zekâya eleştirel yaklaşmak, teknik bir meseleyi tartışmaktan ibaret değil; insanın kendi aklını, özgürlüğünü ve yaratıcılığını yeniden sorgulamasıdır. Eleştirel düşünce, ilerlemeyi yadsımak değil, onu insanın ve toplumun yararına yeniden çerçeveleme çabasıdır. Çünkü teknolojinin sunduğu her kolaylık, aynı anda yeni bir gözetim biçimini, yeni bir bağımlılığı da beraberinde getiriyor.

DÖNÜŞÜMÜN SINIFSAL UÇURUMLARI
Teknolojiye dair tartışmalarda genellikle en çok “hangi mesleklerin yok olacağı” sorusu öne çıkar. Oysa tarih bize şunu gösteriyor: Her teknolojik devrim, bazı meslekleri ortadan kaldırırken yenilerini doğurur. Bugün yapay zekâ çağında sekreterlik, çağrı merkezi, veri girişi, hatta muhasebe gibi birçok rutin iş biçimi otomasyona devredilirken; yapay zekâ etik uzmanı, veri analisti, dijital deneyim tasarımcısı gibi meslekler doğuyor. Ancak asıl mesele işlerin değişmesi değil, bu dönüşümün yarattığı sosyal ve sınıfsal uçurumlar. Teknolojinin nimetlerinden faydalanabilenler ile sistemin dışında kalanlar arasındaki fark her geçen gün büyüyor. Yüksek teknolojiye erişim, kaliteli eğitime, bilgiye ve sermayeye sahip sınıfların elinde bir ayrıcalığa dönüşüyor. Bir yanda algoritmaları yazanlar, öte yanda o algoritmaların belirlediği tempo ve ölçütlerle çalışanlar var. Bu yüzden teknolojiyi eleştirel bir gözle değerlendirmek, sadece geleceğin mesleklerini değil, geleceğin adaletini de tartışmak anlamına geliyor.

ELEŞTİREL PENCEE
Bu çabaların bir ürünü olarak biz de Prof. Dr. Erhan Akyazı ile birlikte hazırladığımız “Algoritmik Aklın Yükselişi: Yapay Zekâya Dair Toplumsal, Kültürel ve Kuramsal Metinler” adlı derleme kitapta, hem yapay zekâ çalışmalarına dair literatüre katkı sağlamayı istedik hem de yapay zekâ bağlamında teknolojiye eleştirel bir pencereden bakmanın imkânlarını tartışmaya açtık. Kitap, alanında birbirinden kıymetli 31 yazarın katkı verdiği 19 ayrı makaleden oluşuyor. Kitabı oluşturan çalışmaların büyük çoğunluğu, yapay zekâyı bir mühendislik harikası olarak değil, bir kültürel form, bir tahakküm dili ve bir toplumsal deneyim olarak ele alıyor. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin katkılarıyla oluşan bu çalışmada bizler, ilerleme anlatısının büyüsünü bozmadan ama sorgulama cesaretini elden bırakmadan, teknolojinin toplumsal diyaloğundaki gerilimleri görünür kılmayı amaçladık.

TEKNOLOJİYİ YENİDEN İNSANA ÇEVİRMEK
Kitapta yer alan bölümler, yapay zekânın farklı alanlardaki toplumsal, etik ve kültürel yansımalarını çok yönlü biçimde inceliyor. Habercilik üzerine yapılan çalışmalar, algoritmaların editoryal karar süreçlerini nasıl şekillendirdiğini ve insan gazeteciliğiyle olan sınırlarını tartışıyor. Sanat ve yaratıcılığa odaklanan bölümler, yapay zekânın estetik üretimi nasıl dönüştürdüğünü ve “yaratıcı özne” kavramını yeniden tanımladığını sorguluyor. Sağlık alanındaki katkılar, veri gizliliği, tıbbi karar mekanizmaları ve hekimlik pratiği açısından etik kırılma noktalarına ışık tutuyor. Eğitim, hukuk ve iletişim perspektifleri ise yapay zekânın bilgi üretiminde, toplumsal denetimde ve karar alma süreçlerinde nasıl bir güç asimetrisi yarattığını gözler önüne seriyor. Bu metinler, farklı disiplinlerden gelen akademik yaklaşımlarla birleşerek Algoritmik Aklın Yükselişi’ni yalnızca teknolojiyi değil, teknolojinin toplumsal anlamını da tartışan eleştirel bir zemin haline getirdi.
Zira mesele, yalnızca makinelerin ne kadar “zeki” olduğu değil; bizim bu zekâyla ne yapmayı seçtiğimizdir. Eleştirel düşünce, teknolojiyi durdurmanın değil, onu anlamanın ve dönüştürmenin ön koşulu. Bugün algoritmaların gölgesinde yaşayan insanlık, belki de yeniden kendi aklının özgürleşmesini tartışmaya açmak zorunda. Algoritmik Aklın Yükselişi tam da bu tartışmayı büyütmek, teknolojiyi yeniden insana doğru çevirmek için atılmış bir düşünsel adım olma niyetinde.

PROF. DR. TOLGA KARA KİMDİR?
Lisans eğitimini 1999 yılında Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamlayan; 2000 yılında yüksek lisans eğitimine başladığı Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak kariyerine başlayan Kara, 2002 yılında aynı kürsüden yüksek lisans tezi ile mezun oldu. 2006 yılında ise Doktor unvanı aldı. Kara halen mezunu olduğu Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı’nda Profesör olarak görev yapıyor. Kara’ın kitapları arasında 2012 yılında yayınlanan ‘Sosyal Medya Akademi’, 2013 yılında yayınladığı ‘Sosyal Medya Endüstrisi’ ve 2016 yılı basımı ‘Ağdaki Şüphe’ öne çıkıyor. Uzmanlık alanları arasında Medya Ekonomisi, Yeni Medya, Sosyal Medya ve Yeni Medya Ekonomisi gibi konular yer alan Kara aynı zamanda lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerinde ‘İletişim Kuramları’, ‘Medya ve Küreselleşme’, ‘Medya Okuryazarlığı’, ‘İletişim, Teknoloji ve Küresel Kültür’ ve ‘İletişim Ağları Ekonomisi’ dersleri veriyor.

 

Etiketler :
Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

ad image

Bunlar da ilginizi çekebilir

Kötü amaçlı mobil bankacılık yazılımları küresel çapta büyüyecek

Kötü amaçlı mobil bankacılık yazılımları küresel çapta büyüyecek

Yıllık Finansal Tehditler Raporu'na göre mobil bankacılığa dair kötü amaçlı yazılımlarda ve kripto para ile ilgili kimlik avında önemli artışlar olduğu ortaya çıktı. Rapor, dijital finansal varlıklara yönelik artan tehdidi işaret ediyor.

1 yıl önce
Nintendo Switch 2 ve PlayStation 5 Pro 2024'e damga vurabilir

Nintendo Switch 2 ve PlayStation 5 Pro 2024'e damga vurabilir

Nintendo başkanı Shuntaro Furukawa, yeni Nintendo Switch'in 2024 yılı içerisinde duyurulacağını açıkladı. Öte yandan Rockstar Games, GTA 6'nın 2025'te çıkış yapacağını duyurmasıyla birlikte gözler PlayStation 5 Pro'ya çevirdi.

1 yıl önce
Boeing'in Starliner kapsülünün ISS'e uçuşu iptal edildi

Boeing'in Starliner kapsülünün ISS'e uçuşu iptal edildi

Boeing'in Starliner kapsülünün Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) yapacağı test uçuşu, fırlatma Atlas V roketindeki bir sorun nedeniyle iptal edildi. NASA henüz yeni bir fırlatma tarihi belirlemedi.

1 yıl önce
Yorumlar