Trabzon’da Kahverengi Kokarca Alarmı: Mücadele Seferberliği Başlatıldı

Karadeniz Tarımında Tehlike Büyüyor

Trabzon’da ve Karadeniz Bölgesi genelinde tarımsal üretimi tehdit eden kahverengi kokarca böceği istilası sürüyor. Fındık başta olmak üzere sebze ve meyve üretimini olumsuz etkileyen zararlıya karşı Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Tarım İl Müdürlüğü iş birliğiyle yoğun bir mücadele başlatıldı.

2017 yılında Gürcistan üzerinden Türkiye'ye giriş yaptığı bilinen bu istilacı böcek, kısa sürede başta fındık üretimi olmak üzere birçok tarım alanında ciddi verim kayıplarına neden oldu. 8 yıl içinde etkisini artırarak 37 ilde yayılım gösteren kahverengi kokarca, şu anda Türkiye’nin en önemli tarımsal zararlılarından biri olarak kabul ediliyor.

22 Bin Noktada Kışlak İlaçlaması Yapıldı

Trabzon Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Sağır, kent genelinde 22 bin ayrı noktada ilaçlama çalışması yürütüldüğünü açıkladı. 18 ilçede sürdürülen bu çalışmalarda, 9 ekip ve 18 kişilik personel görev aldı. Toplamda 1 milyon 400 bin metrekarelik alanda “kışlak mücadelesi” adı verilen özel ilaçlama yöntemi uygulandı.

Sağır, “Ekim ayı itibarıyla kokarca kışlaklara çekiliyor. Bu dönem, mücadelenin en etkili yapılabileceği zaman. Yapıların içi, çatılar ve benzeri alanlarda yoğun şekilde ilaçlama yapıyoruz” dedi.

Bireysel Katılım Olmadan Mücadele Mümkün Değil

Uzmanlar, kahverengi kokarcayla mücadelenin sadece kamu kurumlarının çalışmalarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguluyor. Sağır, vatandaşların kendi evlerinin çevresinde ve yapıların iç kısımlarında bu zararlıyı gözlemlemeleri ve bireysel mücadeleye katkı sağlamalarının çok önemli olduğunu ifade etti.

“Vatandaşlarımız kendi evlerine sığınan kokarcaları toplayarak imha etmeli. Aksi takdirde popülasyon kontrol altına alınamaz. Toplumsal seferberlik olmadan başarı mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Samuray Arısı ile Biyolojik Mücadele

Kimyasal ilaçlamaların yanı sıra biyolojik yöntemler de devreye alınmış durumda. Özellikle Samuray arısı kullanılarak kokarcanın yumurtalarına karşı etkili bir mücadele yöntemi geliştiriliyor. Ancak bu yöntemin etkisinin tam olarak görülebilmesi için en az 5 yıllık bir sürece ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.

Sağır, “Samuray arısı ile biyolojik mücadele başladı ama bu zaman isteyen bir süreç. Bu yüzden kimyasal ve bireysel mücadele şu an için çok daha kritik” dedi.

Feromon Tuzaklar ve Biyosidal İlaçlarla Takviye

Trabzon Büyükşehir Belediyesi, mücadele kapsamında 2 bin 550 adet feromon tuzak ve 600 litre biyosidal ilaç tedarik etti. Bu ekipmanlar hem kamu personeli hem de üreticiler tarafından sahada aktif olarak kullanılıyor.

Belediye yetkilileri, kokarcanın özellikle sıcak günlerde hızla çoğaldığını, bu nedenle mücadelenin yıl boyunca aralıksız sürmesi gerektiğini vurguluyor.

Tarımsal Üretim Tehlikede

Ziraat mühendisi ve Kavala Mahallesi Muhtarı Hasan Fahri Akçay, kahverengi kokarcanın özellikle fındık üreticileri açısından ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti.

“Kokarca zararlısı şu anda en hayati konumuz. Sadece fındıkta değil, sebzede, meyvede, her alanda büyük zarar var. Halk olarak bireysel çaba gösteriyoruz ama bu mücadele hep birlikte yapılmalı. Devlet-millet iş birliği olmadan bu işin üstesinden gelemeyiz” dedi.

Psikolojik Etkileri de Var

Yetkililer, kokarcanın yalnızca tarımsal zarara neden olmadığını, aynı zamanda insanların yaşam alanlarına girerek psikolojik rahatsızlıklara da yol açtığını belirtiyor. Kokarcanın yaydığı kötü koku, eve girmesiyle oluşan “tiksinme” hissi gibi durumların özellikle şehir merkezlerinde ciddi şikâyetlere neden olduğu ifade ediliyor.

“Bu sadece tarım değil, halk sağlığı ve yaşam konforunu etkileyen bir mesele haline geldi” diyen Sağır, mücadele için herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.

Sonuç: Seferberlik Ruhuyla Mücadele Edilmeli

Kahverengi kokarca, artık Karadeniz Bölgesi'nin değil, Türkiye’nin tarımsal geleceğini tehdit eden yaygın bir sorun haline geldi. Trabzon özelinde yürütülen yoğun çalışmalar, diğer illere de örnek teşkil ederken, uzun vadeli başarı için toplumun tüm kesimlerinin katkısı gerekiyor.

Mücadelede sabır, bilinç ve kararlılık ön plana çıkıyor. Hem kamu kurumlarının bilimsel temelli müdahaleleri hem de üreticilerin ve vatandaşların sahadaki katkılarıyla bu istilacının etkisi azaltılabilir. Aksi takdirde önümüzdeki yıllarda fındık ve diğer tarım ürünlerinde ciddi üretim kayıpları yaşanması kaçınılmaz hale gelecek.