Televizyonunuz sizi izliyor olabilir. ABD’de 5 büyük üreticiye dava
Teksas eyaletinde başsavcılığın yayımladığı açıklamada, 5 büyük televizyon şirketinin Otomatik İçerik Tanıma adlı teknolojiyle yasa dışı veri topladığı iddia edildi.
ABD’nin Teksas eyaletinde Başsavcı Ken Paxton, beş büyük televizyon üreticisine karşı dava açtı. Paxton, Samsung, LG, Sony, Hisense ve TCL markalı akıllı televizyonların, kullanıcıların rızası olmadan izleme alışkanlıklarını takip ederek kişisel verileri topladığını öne sürdü.
Başsavcılığın yayımladığı açıklamada, şirketlerin Otomatik İçerik Tanıma (ACR) adı verilen bir teknolojiyle yasa dışı veri topladığı iddia edildi.
Açıklamaya göre ACR, kullanıcıya fark ettirmeden çalışan “görünmez bir dijital istilacı” niteliğinde. Bu yazılımın, televizyon ekranının her 500 milisaniyede bir ekran görüntüsünü alabildiği, izleme faaliyetlerini gerçek zamanlı olarak takip ettiği ve bu bilgileri kullanıcıdan habersiz şekilde şirketlere ilettiği belirtiliyor. Toplanan verilerin daha sonra platformlar arası hedefli reklamcılık için satıldığı, bunun da kullanıcıların gizliliğini ve şifreler ile banka bilgileri gibi hassas verilerini riske attığı savunuluyor.
ACR teknolojisi sayesinde şirketlerin, tüketicilerin hangi yayın platformlarını, kablolu TV kanallarını ya da oyun konsolları ve Blu-ray oynatıcılar gibi bağlı cihazları kullandığını gizlice izlediği; bu verilerle davranış profilleri oluşturduğu belirtiliyor.
Açılan davalarda, şirketlerin Teksas Aldatıcı Ticari Uygulamalar Yasasını ihlal ettiği ileri sürülüyor. Eyalet, her bir ihlal için 10 bin dolara kadar, 65 yaş ve üzerindeki kişileri etkileyen ihlallerde ise 250 bin dolara kadar tazminat talep ediyor. Ayrıca davalar sonuçlanana kadar ACR verilerinin toplanması, paylaşılması ve satılmasının durdurulması isteniyor.
Teksas yönetimi, kişiselleştirilmiş içerik ve hedefli reklam sunmanın, tüketiciler hakkında bu ölçekte veri toplamayı meşru kılmadığını savunuyor. Dava dilekçelerinde, şirketlerin “tüketici verisine olan doyumsuz iştahının makul ihtiyaçların çok ötesine geçtiği” ve bu istilacı veri toplama yönteminin yalnızca reklam gelirlerini artırmaya hizmet ettiği ifade ediliyor.
OTURMA ODALARINDA GÖZETLEME SİSTEMİ Mİ?
Akıllı televizyonların gizlilik riskleri ilk kez gündeme gelmiyor. Dijital Demokrasi Merkezi adlı sivil toplum kuruluşu, geçen yıl yayımladığı bir raporda, “bağlantılı televizyon dünyasında izleyici gözetiminin artık doğrudan televizyon cihazlarının içine yerleştirildiğini” ve üreticilerin veri toplama aracılığıyla dijital pazarlamanın merkezine dönüştüğünü belirtmişti.
Raporda, şirketlerin ACR teknolojisini “kullanıcı onayına dayalı” olarak sunduklarını iddia ettikleri ancak bu sistemin televizyonların ilk kurulumuna entegre edildiği, izleme ve veri paylaşımının kapsamının açık biçimde anlatılmadığı vurgulanıyor. Bu nedenle çoğu tüketicinin, hizmeti kabul ederken karşılaşabileceği risklerin farkında olmadığı ifade ediliyor.
ÇİN VURGUSU
Paxton’ın açıklamasında, Çin merkezli Hisense ve TCL’ye de özel vurgu yapıldı. Bu şirketlerin Çin bağlantılarının, Çin Ulusal Güvenlik Yasası nedeniyle ek riskler barındırdığı ve Pekin yönetiminin ABD’li tüketicilere ait verilere erişim imkanı doğurabileceği öne sürüldü.
Paxton, “Özellikle Çin Komünist Partisi ile bağlantılı şirketlerin, Amerikalıların kendi evlerindeki cihazları yasa dışı şekilde kaydetmeye hakkı yok. Televizyon sahibi olmak, kişisel bilgileri Büyük Teknoloji şirketlerine ya da yabancı aktörlere teslim etmek anlamına gelmemeli” dedi.
Dava dilekçelerinde, söz konusu televizyonların “sadece birer eğlence aracı olmadığı, milyonlarca Amerikan evinde bulunan birer kitlesel gözetim sistemi hâline geldiği” iddia ediliyor. Kullanıcılara izleme deneyimini geliştireceği söylenen sistemlerin, gerçekte izlenen her şeyi takip edip analiz ettiği ve bu bilgileri ticari kazanç için sattığı savunuluyor.
“VAZGEÇMEK ZOR”
Dava dosyalarında, şirketlerin kullanıcıdan anlamlı bir onay almadığı da vurgulanıyor. Özellikle Samsung’a yönelik şikayetlerde, ACR sisteminin karmaşık ve hukuki dili ağır metinler arasına gizlendiği, gerçek bir rıza oluşturmadığı savunuluyor. Kullanıcıların gizlilikten vazgeçmek için tek tıkla onay vermeye yönlendirildiği, buna karşılık veri takibini kapatmak isteyenlerin çok sayıda menü ve ayar arasında dolaşmak zorunda kaldığı belirtiliyor.
Dava metnine göre, Samsung akıllı televizyonlarda ACR ve ilgili reklam takibini tamamen devre dışı bırakmak için farklı menülerde yer alan en az iki ayrı ayarın kapatılması gerekiyor. Buna karşın, ilk kurulum sırasında kullanıcıların önüne tek bir “Hepsini kabul ediyorum” butonu çıkarılıyor.