Mars’taki gizemli meteorun kaynağı ne?
Bilim insanları, “Phippsaksla” adı verilen bu kayanın gezegenin kendi jeolojik geçmişine değil, uzaydan gelen bir meteora ait olabileceğini düşünüyor.
GÖZÜNÜ AYIRMADIĞI KAYA
Phippsaksla, Jezero Krateri’nin Vernodden bölgesinde, etraftaki alçak ve kırılmış kayalardan farklı olarak daha iri ve adeta heykel gibi oyulmuş bir yapıda duruyor. Bu sıra dışı görünüm, Perseverance ekibinin dikkatini hemen çekti ve kaya, rover’ın inceleme listesinde önceliğe alındı.
Perseverance, NASA’nın “Mastcam-Z” adı verilen gelişmiş renkli ve yakınlaştırma özellikli kameralarını kullanarak kayanın hem yakından hem de çevresiyle birlikte görüldüğü iki farklı kare yakaladı. Ardından kayaya SuperCam adlı lazer ve spektrometre (ışığın dalga boylarını ölçen sensörler) sistemiyle ateş ederek yüzeyinden kopan mikroskobik parçacıkların bileşimini analiz etti.
DEMİR VE NİKEL
Yapılan ölçümler, Phippsaksla’nın demir ve nikel açısından son derece zengin olduğunu gösteriyor. Bu ikilinin bir arada ve bu yoğunlukta bulunması, kayanın sıradan bir Mars taşı değil, büyük bir asteroidin çekirdeğinde oluşmuş bir demir-nikel meteor olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Demir-nikel meteorlar, hem Dünya’da hem de Mars’ta, gezegenlere sonradan düşen ve Güneş Sistemi’nin çok erken dönemlerinde oluşmuş “fosil çekirdek” parçaları olarak kabul ediliyor. Taş yapılı meteorlar kadar yaygın değiller; bu yüzden her yeni örnek, bilim insanlarına o dönemdeki ısınma, soğuma ve erime süreçleri hakkında değerli ipuçları sunuyor.
Mars yüzeyinde daha önce de demir-nikel meteorlar tespit edilmişti. Curiosity yüzey aracı, Gale Krateri’nde birden fazla metalik meteor bulmuştu. Ancak Jezero gibi nispeten benzer yaşta bir bölgede görev yapan Perseverance’ın şimdiye kadar böyle bir kaya görmemiş olması, bu keşfi özellikle ilginç kılıyor.
Bilim insanları, Phippsaksla’nın gerçekten meteor kökenli olduğundan emin olmak için daha fazla veri toplamayı planlıyor. Kayadaki oyuk ve “mağaramsı” yüzey dokusunun, Mars rüzgârlarının binlerce yıllık aşındırma sürecinin sonucu olup olmadığı da ayrı bir araştırma konusu olacak.
MARS ÖRNEKLERİ DÜNYAYA
Perseverance, sadece ilginç kayalara bakmakla kalmıyor; üzerindeki matkap sistemiyle Mars kayalarından silindir şeklinde örnekler alıp metal tüplere dolduran ilk rover olma özelliğini taşıyor. Bu tüpler daha sonra, planlanan Mars Örnek Dönüşü (Mars Sample Return) misyonu kapsamında başka bir uzay aracı tarafından toplanıp Dünya’ya getirilmeyi bekliyor.
NASA, Phippsaksla’nın gerçekten özel bir örnek olduğuna karar verirse, kayanın içinden alınacak küçük parçalar da bu “Mars koleksiyonuna” eklenebilecek. Böylece, muhtemel bir asteroid çekirdeğinden kopup Mars’a düşen bu metalik parçanın detaylı incelenmesi, ancak Dünya’daki güçlü laboratuvarlarda mümkün olabilecek.
Şubat 2021’de Jezero Krateri’ne iniş yapan Perseverance, o günden bu yana eski göl yataklarını dolaştı, volkanik kayaları inceledi ve Mars’ın geçmişte su barındıran bölgelerinde yaşam izleri olabilecek kayaçları taradı. Son aylarda özellikle organik bileşikler ve eski mikrobiyal aktiviteyi işaret edebilecek mineral dizilimleri içeren örnekler, “Mars’ta bir zamanlar yaşam olmuş olabilir mi?” sorusuna bugüne kadarki en güçlü ipuçlarını sağlamış durumda.
Görev için net bir bitiş tarihi açıklanmış değil. Güç sistemi onlarca yıl dayanabilecek şekilde tasarlanan Perseverance, teknik olarak sağlıklı kaldığı sürece hem Jezero Krateri’nin hem de çevresindeki Mars arazisinin gizemlerini çözmeye devam edecek gibi görünüyor. Phippsaksla ise bu uzun yolculukta, gezegenler arası bir “yabancı misafir” olma ihtimaliyle şimdiden Mars tarihine geçmiş durumda.