Dünya’nın ikliminde Mars’ın parmak izi
Çalışmayı yürüten ekip, milyonlarca yıla yayılan bilgisayar simülasyonlarında Mars’ın kütlesini “ayar düğmesi” gibi değiştirerek (mevcut değerinden 0 ile 10 kat arası) Dünya’nın yörünge ve eksen davranışının nasıl evrildiğine baktı. Amaç, tek tek gezegenlerin çekim etkisinin “iklim metronomu” diye bilinen periyotlara ne ölçüde yön verdiğini daha net ayırabilmekti.
DÖNGÜ DEVAM EDİYOR
Simülasyonlarda en sağlam kalan parça, 405 bin yıllık eksantriklik döngüsü oldu. Yani Dünya yörüngesinin daha “yuvarlak” ya da daha “elips” hale gelmesini ritmik biçimde etkileyen bu uzun periyot, Mars’ın kütlesi ne olursa olsun varlığını koruyor. Araştırmacılar bunu, iç sistemdeki karmaşanın altında bile devam eden bir “temel tempo” gibi yorumluyor.
Bu önemli çünkü jeolojik kayıtlardaki bazı iklim izleri, tam da bu 405 bin yıllık ritmi bir tür referans çizgisi gibi kullanarak tarihlendirilebiliyor. Kısacası: Mars’ın varlığı ya da yokluğu, “ana metronomu” bozmuyor; ama şarkının nakaratını ciddi biçimde değiştirebiliyor.
BUZ ÇAĞININ TEMPOSU
Asıl kritik kısım, buz çağlarının geliş-gidişiyle sık anılan yaklaşık 100 bin yıllık bantta ortaya çıkıyor. Simülasyonlar, Mars ağırlaştıkça bu daha kısa döngülerin uzadığını ve gücünün arttığını gösteriyor. Bu, gezegenler arası çekim “kilitlenmelerinin” (rezonans benzeri etkileşimlerin) iç gezegenlerin yörünge salınımlarını daha güçlü bir şekilde birbirine bağlayabildiğine işaret ediyor.
Bir başka çarpıcı sonuç da uzun vadeli dalgalanmalarla ilgili: 2,4 milyon yıllık “grand cycle” denilen büyük döngü, Mars’ın kütlesi sıfıra yaklaştırıldığında ortadan kayboluyor. Araştırmacılara göre bunun nedeni, Dünya ve Mars yörüngelerinin çok yavaş değişen bileşenlerinde gerekli çekim rezonansının ancak Mars “yeterince kütleliyken” kurulabilmesi. Yani Mars küçük görünüyor olabilir, ama sistemin bazı kritik ritimlerinde “tam olması gereken yerde” duruyor.
Mars’ın etkisi sadece yörüngede de bitmiyor. Dünya’nın eksen eğikliği tarafında izlenen 41 bin yıllık obliquity döngüsü de Mars ağırlaştıkça uzuyor. Hatta Mars’ın 10 kat kütleli olduğu senaryoda baskın periyot 45 bin–55 bin yıl aralığına kayıyor. Böyle bir kayma, teorik olarak buz tabakalarının büyüme–erime düzenini ve dolayısıyla deniz seviyesi ile ekosistemlerin uzun dönemli dengesini bambaşka bir “takvimle” çalışır hale getirebilir.
ÖTEGEZEGENLERE İPUCU
Bu bulguların en ilginç taraflarından biri, Dünya ile sınırlı kalmaması. Çünkü bugün keşfettiğimiz gezegen sistemlerinin çoğu, “yalnız” bir Dünya benzeri gezegen sunmuyor; yanında kütleli komşular, sıkışık yörüngeler ve güçlü çekim etkileşimleri var. Dolayısıyla yaşanabilirlik tartışmalarında sadece “yıldızdan uzaklık” değil, yakın komşu gezegenlerin kütlesi ve yörünge düzeni de iklim istikrarını belirleyen temel unsurlar arasında sayılabilir. Doğru konfigürasyonda bir komşu, iklimi aşırı uçlara sürüklemek yerine “salınımları yönetilebilir” bir aralıkta tutuyor olabilir.