Ay'ı oluşturan çarpışma, hayatı da getirmiş olabilir
Portekiz’deki Lizbon Astronomi Gözlemevi'nden Duarte Branco liderliğindeki ekip, Güneş Sistemi’nin erken dönemlerini canlandıran bilgisayar simülasyonlarıyla, bu çarpmanın Dünya’nın yaşanabilir olmasında büyük rol oynadığını gösterdi. Araştırma, saygın bilim dergisi Icarus’ta yayımlanacak.
HAYATIN TOHUMLARI UZAYDAN GELDİ
Araştırmanın odak noktası, “karbonlu kondrit” adı verilen özel türdeki göktaşlarıydı. Bu göktaşları su, amino asitler ve yaşamın temelini oluşturan organik maddeler açısından oldukça zengin. Bilim insanları, bu maddelerin Dünya’ya gelişinde Theia’nın taşıyıcı rol üstlenmiş olabileceğini düşünüyor.
Simülasyonlara göre, Dünya'nın kütlesinin yüzde 5 ila 10'u bu karbonlu kondritlerden oluşuyor. Bu materyallerin önemli bir kısmı da Ay'ı oluşturan dev çarpışmayla birlikte gelmiş olabilir. Simülasyonlarda, Dünya’ya çarpan son büyük gök cismi olan Theia’nın yarısında bu yaşam dostu maddelerin bulunduğu görülüyor.
JÜPİTER’İN ROLÜ BÜYÜK
Araştırma, Güneş Sistemi'nin mimarisinde Jüpiter'in de kilit bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Dev gezegen Jüpiter’in yörüngesindeki değişimler, karbonlu materyallerin Güneş’e daha yakın gezegenlere – özellikle Dünya’ya – ulaşmasını sağladı. Bu göktaşlarının bazıları asteroid kuşağında takılıp kaldı, bazıları ise Dünya’nın yoluna savruldu.
Simülasyonlar, Mars’ın neden Dünya kadar karbonlu kondrit içermediğini de açıklıyor. Eğer bu maddeler sadece küçük göktaşlarıyla gelmiş olsaydı, Mars ve Dünya benzer oranlarda bu malzemeyi içermeliydi. Ancak büyük çarpışmalarla gelen bu zengin içerikler daha çok Dünya’ya ulaşmış görünüyor.
HAYATIN OLUŞMASINI TETİKLEMİŞ OLABİLİR
Çalışmaya göre, Dünya’nın yaşanabilir hale gelmesi bir dizi olağanüstü kozmik olayın doğru sırayla gerçekleşmesine bağlı. Ay’ın oluşmasına neden olan Theia çarpması, aynı zamanda Dünya’nın hayat için gerekli kimyasalları almasını sağlamış olabilir.
Bu da bize şunu gösteriyor: Yaşanabilir bir gezegen olmak, sadece “yaşanabilir bölgede” yer almakla sınırlı değil. Jüpiter gibi dış gezegenlerin göktaşlarını doğru yöne savurması ve Ay'ı oluşturacak türde dev bir çarpışmanın yaşanması gibi birçok faktörün bir araya gelmesi gerekmiş olabilir.